Tahliye Taahhütnamesi Nedir ?
Tahliye taahhütnamesi, kiracının belirli bir tarihte kiralanan taşınmazı boşaltmayı yazılı olarak kabul ettiği belgedir. Kiraya veren ile kiracı arasında imzalanan bu belge, kira süresinin sonunda veya tarafların anlaştığı bir tarihte geçerli olur. Geçerli bir tahliye taahhütnamesi için, belgenin kiracının özgür iradesiyle imzalanması ve taahhüt tarihinin net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. İmzalanan tahliye taahhütnamesi; olası bir tahliye davasında kesin delil niteliği taşımaktadır. Kiracının belirtilen tarihte evi boşaltmaması durumunda, kiraya veren icra dairesi kanalıyla örnek no 14 tahliye emri tebliğ ederek tahliye işlemlerini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda belirtilen diğer sebeplere dayanmadan gerçekleştirebilir.
Tahliye Taahhütnamesi Geçerlilik Şartları Nelerdir ?
Elbette ki tahliye taahhütnamesinin geçerli olabilmesi için birtakım şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:
1-) Tahliye taahhütnamesi yazılı olarak düzenlenmelidir.
2-) Tahliye taahhütnamesinde belirtilen taahhüt tarihi yani tahliye taahhütnamesinin düzenlendiği tarih, kira sözleşmesi yapıldıktan daha sonraki bir tarih olmalıdır. Kira sözleşmesi başlangıç tarihi ile aynı veya yakın tarihlerde düzenlenen tahliye taahhütnamesi Yargıtay’ın yerleşik içtihatları kapsamında baskı ve zorlama unsurlarını içerdiğinden geçersiz kabul edilmektedir.
3-) Tahliye taahhütnamesinde taşınmazın tahliyesi ve hangi tarihte tahliyenin gerçekleştirileceği açık ve net olarak hiçbir şarta bağlı olmadan belirtilmelidir.
4-) Tahliye taahhütnamesi kira sözleşmesinde belirtilen kiracı tarafından imzalanmalıdır.
5-) Tahliye taahhütnamesi alınırken her bir belirli süreli kira sözleşmesi için bir kez alınması önem arz etmektedir. Sürekli yenilenen tahliye taahhütnameleri Yargıtay içtihatları doğrultusunda hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmektedir.
6-) Tahliye taahhütnamesi düzenlenme aşamasında; yanılma (hata), aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) hallerinin bulunması durumunda ilgili belge geçerlilik taşımayacaktır. Bu durumların varlığı söz konusu olduğunda taahhüt eden kiracı 1 yıl içerisinde tahliye taahhütnamesiyle bağlantısının olmadığını kiraya verene bildirmek zorundadır. Aksi halde belge geçerli kabul edilmektedir.
Kiraya veren ile kiracı yazılı anlaşma ile tahliye taahhütnamesini geçersiz kılabilmektedir.
Boş Tahliye Taahhütnamesi Geçerli Midir ?
Uygulamada sıklıkla, taahhüt tarihi ve tahliye tarihi yazılmamış şekilde tahliye taahhütnameleri alındığı görülmektedir. Kiracılar çoğunlukla boşa imza attıkları belgenin geçersiz olduğunu düşünseler de bu şekilde düzenlenen tahliye taahhütnameleri bakımından Yargıtay’ın baskın görüşü boşa imzanın sonuçlarına katlanılması gerektiği yönünde olup bu nitelikteki tahliye taahhütnamelerindeki eksikliklerin sonradan doldurulmak suretiyle geçerli olduğu kabul edilmektedir.
Tahliye Taahhütnamesi Örneği
Usul şartlarına uygun şekilde düzenlenmiş bir tahliye taahhütnamesi aşağıdaki şekilde olmalıdır:
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ
KİRACI: Ad, Soyad, TC,
TAAHHÜT TARİHİ:
KİRALANANIN ADRESİ:
TAHLİYE TARİHİ:
AÇIKLAMALAR
Halen kiracı olarak ikamet etmekte olduğum yukarıda adresi yazılı taşınmazı herhangi bir
hüküm alınmasına ve tarafıma herhangi bir ihtar veya ihbar keşide edilmesine gerek kalmadan hiçbir hak
ve alacak iddia etmeden kayıtsız ve şartsız olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 352/1 maddesi
uyarınca malike veya kanuni vekiline yukarıda belirtilen tahliye tarihinde kesin olarak tahliye edeceğimi,
noksansız ve sağlam olarak teslim edeceğimi, adı geçen malikin icra ve takibata geçerek yapacağı
bilimum masrafları, uğrayacağı zarar ve ziyanları hiçbir ihtar, ihbar veya hüküm gerekmeksizin derhal
nakden ve peşinen ödeyeceğimi beyan kabul ve taahhüt ederim.
TAAHHÜT EDEN KİRACI: Ad Soyad TC İmza
Tahliye Taahhütnamesine İtiraz Edilebilir mi ?
Konuyla Alakalı Açıklamalarımız
İmzalanmış tahliye taahhütnamelerine itiraz açısından belirli hukuki yollar karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birisi de tahliyesi taahhüt edilen meskenin aile konutu olmasıdır. Aile konutu; eşlerin birlikte yaşadığı ve aile yaşamının merkezi olarak kullanılan taşınmazdır. Türk Medeni Kanunu’na göre aile konutu, eşlerin ortak haklarının korunduğu özel bir statüye sahiptir. Bu nedenle aile konutu üzerinde yapılacak kira sözleşmesinin feshi, satış veya ipotek gibi işlemler, eşlerden birinin açık rızasına bağlıdır. Eşlerden biri tarafından verilmiş tahliye taahhüdü diğer eş tarafından noter ihtarnamesi gönderilmek suretiyle iptal edilebilmektedir.
Aile konutunun hukuki koruması, ailenin barınma hakkını güvence altına almayı hedeflemektedir. Ayrıca eşlerin haberi olmadan yapılan işlemler, mahkeme tarafından iptal edilebilir.
Aile konutu şerhi tapuya işlendiğinde, konutun aileye ait olduğu resmi olarak da korunmuş olur. Bu sayede, taşınmazın üçüncü kişilere devri gibi işlemler önlenir.
Tahliye Davası Nasıl Açılır ?
Tahliye taahhütnamelerine dayalı olarak tahliye davası açılabilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerine başvurulması gerekmektedir. Taşınmazlara ilişkin tüm davalar bu kanun kapsamında Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılmalıdır.
Yetkili Mahkeme taşınmazın bulunduğu il veya ilçenin bağlı olduğu Hukuk Mahkemeleridir. Örneğin; Ankara ilinin Çankaya ilçesinde bulunan bir taşınmaz bakımından tahliye davası Ankara Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde açılmalıdır.
Tahliye Davası Örnek Dilekçe:
…… NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE,
DAVACI : Ad Soyad TC Adres
DAVALI : Ad Soyad TC Adres
KONU: Tahliye taahhütnamesine dayalı tahliye davasıdır.
AÇIKLAMALAR
Vakıaların somut ve hukuki bir şekilde açıklamaları yapılmalı, dayanak kanun maddeleri belirtilmeli, olayla alakalı tüm deliller sunulmalıdır.
NETİCE-İ TALEP: ……. Adresinde bulunan davalının tahliyesine karar verilmesini talep ederim.
Davacı Ad Soyad TC İmza
Tahliye Taahhütnamesi Dava Açma Süresi Ne Kadardır ?
Tahliye taahhütnamesine dayanılarak dava açma süresi, taahhütte belirtilen tahliye tarihinden itibaren 1 aydır. Türk Borçlar Kanunu’na göre, bu süre içinde dava açılmaması halinde, taahhütname geçerliliğini kaybetmektedir. Süreye dikkat edilmesi, kiraya verenin veya taşınmaz sahibinin hak kaybına uğramasını önler ve tahliye süreçlerinin hızla tamamlanmasını sağlamaktadır.
Tahliye Taahhütnamesine Dayalı İcra Takibi Yapılabilir mi ?
Tahliye taahhütnamelerine dayalı olarak yapılan icra takipleri örnek no:14 icra takibi olarak isimlendirilmektedir. Kiraya veren veya malik tarafından başlatılan örnek no 14 icra takibi neticesinde icra dairesi tarafından tahliyeyi taahhüt eden kiracıya tahliye emri gönderilmektedir. Kiracı tahliye emrine tebliğden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edebilmektedir. 7 gün içinde itiraz edilmediği taktirde kiracı 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmek zorundadır.
Kiracının, kendisine tebliğ edilen tahliye emrine itiraz etmesi halinde tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibi durmaktadır. Kiraya veren veya malik ilgili icra takibinin devamı için kiracı tarafından yapılan itirazın içeriğine göre itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarından birini ikame etmelidir. Ayrıca kiraya veren veya malik tarafından açılan bu davaların kabul edilmesi halinde talepte bulunulması durumunda icra inkar tazminatına da hükmedilmektedir.
Tahliye Taahhütnamesine Dayalı Tahliye Davasında Arabuluculuk Zorunlu Mu ?
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/B maddesi uyarınca 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren açılacak davalarda dava şartı olarak arabuluculuk toplantısı yapılması şartı getirilmiştir. Ancak tahliye taahhütnamelerine dayalı dava ve icra takipleri bu kapsamda değildir.
Tahliye Taahhütnamesi Düzenlenmesi ve Hukuki İşlemlerde Avukatlık Ücreti Ne Kadar ?
Avukatlık ücretleri her yıl ilgili barolar tarafından belirlenen AAÜT ( Avukatlık Asgari Ücret Tablosu ) kapsamında yayımlanmaktadır. Bu çizelgede 2024 yılı için sözleşmeler ve benzeri belgelerin hazırlanması 4400 TL, 2025 yılı için ise 6000 TL olarak öngörülmüştür.
Tahliye taahhütnamelerine dayalı olarak gerçekleştirilecek hukuki işlemler bakımından işlemin niteliğine göre avukatlık ücretleri farklılık göstermektedir. Tahliye Taahhütnamesine dayalı davalarda 2024 yılı için 10.700,00 TL, 2025 yılı için ise 18.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Tahliye taahhütnamelerine dayalı icra takipleri yönünden bu ücret 2024 yılı için 7.400,00 TL, 2025 yılı için 13.500,00 TL'dir.
Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları
6. Hukuk Dairesi 2009/10107 E. , 2010/439 K.
Yerel mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık kira bedelinin tahsili için yapılan icra takibine, itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1.1.2001 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi ile davalı tarafından kullanıldığını, davalının 13.12.2006 tarihli yazılı tahliye taahhütnamesi ile taşınmazı 1.6.2007 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, tahliye tarihinden önce davalıya ihtarname keşide edilip tahliye taahhütnamesindeki şartların teyit edildiğini, ihtarnameye rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediği gibi halende kiracı olarak oturduğunu, taahhütnamedeki yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve tahliye etmeyen davalı hakkında 6 aylık kira bedelinin tahsili için icra takibi yapıp ödeme emri tebliğ ettirdiğini, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili ise davacının müvekkiline gönderdiğini iddia ettiği ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının taahhütnamedeki edimlerini yerine getirmediğini, belirlenen 50.000.-TL’nin ödenmediğini bu bedel ödendiği takdirde tahliye edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 1.1.2006 başlangıç tarihli ve 6 yıl süreli kira sözleşmesi ile, 31.12.2006 tarihli tahliye taahhütnamesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira parasının 6.667 DM olduğu ve her üç ayda bir ödeneceği kararlaştırılmıştır. Taraflarca düzenlenen 31.12.2006 tarihli tahliye taahhütnamesinde ise 1.1.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin sona erdiği, taşınmazın tahliyesi için, kiracının taşınmazda 1.6.2007 tarihine kadar kira vermeksizin oturacağı, kiracı taşınmazı tahliye ederken kiracının mağduriyetinin önlenmesi için kendisine 50.000.-TL nin kiralayan tarafından ödeneceği, kiracının başka bir şart ileri sürmeksizin 1.6.2007 tarihinde kiralananı tahliye edeceğini kabul ve taahhüt etmiş ve taahhütname taraflarca imza altına alınmıştır. Bu tahliye taahhüdü şarta bağlı bir tahliye taahhüdü olup BK.149.maddesine göre geçerlidir. Tahliye taahhüdünün geçerli olması için şartın gerçekleşmesi gerekir. Olayımızda tahliye taahhütnamesinin düzenlendiği tarihten tahliye tarihine kadar olan süre için kira alınmayacağı ve davacının ödemesi gereken 50.000.-TL nin ödenmesi kiralananın 1.6.2007 tarihinde tahliye edilmesi şartına bağlanmıştır. Davacının tahliye taahhütnamesindeki edimlerinin yerine getirilmesi için davalıya keşide edilen ihtarname usulsüz tebliğ edilmiş ise de davacı kiralayanın böyle bir ihtarname çekme zorunluluğu yoktur. Davalı kiracı taşınmazı taahhüt ettiği tarihte tahliye edip anahtarını kiralayana teslim etmemiştir. Davalı kiracının başka bir yer kiralaması taşınmazın tahliye edildiği anlamına gelmez. Kiralananın tahliyesi için anahtarın teslimi zorunludur. Ancak taşınmaza ait anahtar 10.4.2008 tarihli tutanakla teslim alınmıştır. Bu durumda kiracı taşınmazı taahhüt ettiği 1.6.2007 tarihinde tahliye etmediğinden 31.12.2006 tarihinde düzenlenen tahliye taahhüdünün 1 maddesi hükümsüz hale gelmiştir. Bu nedenle davacının takip talebinde 2006 yılı aralık 2007 haziran aylar arası kira bedelini istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda belirtilen ve ödenmeyen miktar üzerinden takibin devamına kiralanan tahliye edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın rededilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2012/8596 E. , 2012/11687 K.
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, tahliye taahhütnamesine dayanılarak yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 23.3.2010 tarihli sözleşme ile kiracı olup sözleşmeyi davacının damadı ve temsilcisi olan Abdullah …’ın kiralayan sıfatı ile imzaladığını, davacının da bu sözleşmeye muvafakat ettiğini, davalının 21.2.2011 tarihinde verdiği tahliye taahhütnamesi ile kiralananı 31.8.2011 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmesine karşın süresinde tahliye etmemesi üzerine hakkında icra takibi yapıldığını, davalının takip üzerine takip ehliyetine ve taahhüt tarihine itiraz ettiğini, oysa davalının kira sözleşmesi yapılırken kiralayanın davacı adına hareket ettiğini bildiğini, bu hususun taahhütname metninden de anlaşıldığını, yine tahliye taahhütnamesindeki tarihlerle bir oynamanın olmadığını belirterek, itirazın iptalini, davalının kiralanandan tahliyesini ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı, davacıyı tanımadığını, kira sözleşmesinin Abdullah … ile düzenlendiğini, tahliye taahhüdünü de davacıya değil kiralayana verdiğini, taşınmazın maliki olarak kiralayanı bildiğini, kira paralarını da kiralayana ödediğini, sözleşmede kiralayanın vekil sıfatı ile imza attığına dair bir ibarenin bulunmadığını, davanın ve husumetin taraflarının ancak sözleşmenin tarafları olabileceğini, sözleşmenin tarafı olmayan ve kendisine taahhütname verilmeyen davacının dava açmasının usulen doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malikin dava hakkı yoktur. Ancak yeni malik önceki malikin ve kiralayanın halefi olarak eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayanarak dava açabilir.
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun’un 7 / a maddesi ve yerleşen içtihatlara göre tahliye taahhütnamesi sebebiyle açılan davalarda tahliye kararı verilebilmesi için taahhütnamenin sözleşmenin yapılmasından sonra, kiralananda oturulurken serbest irade ile verilmesi gerekir. Bu özellikleri taşımayan taahhüde dayanarak tahliye kararı verilmesi mümkün değildir.
Olayımıza gelince; icra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.4.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile 17.2.2010 tarihinden itibaren davacı adına kayıtlı taşınmaz, kiralayan Abdullah … tarafından konut olarak kullanılması için davalıya kiralanmıştır. Davalı kiracı, kiracılık süreci içinde 21.2.2011 tarihinde vermiş olduğu adi yazılı tahliye taahhütnamesi ile kiralananı 31.8.2001 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmiş, ancak süresinde boşaltmaması nedeniyle davacı, …1. İcra Müdürlüğü’nün 2011 / 12820 sayılı dosyası ile 7.9.2011 tarihinde başlattığı icra takibi ile kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Her ne kadar icra takibinde ve davada dayanılan tahliye taahhütnamesinde davalı, davacıya ait taşınmazda kiracı olarak oturduğunu, daireyi davacının kızı …ın konut ihtiyacı nedeniyle tahliye edeceğini beyan etmiş ise de, davalının kiralananın malikinin davacı olduğunu bilmesi, davacıya tahliye taahhüdü nedeniyle mülkiyet hakkına dayanarak davalı hakkında icra takibi yapması hakkı vermez. Diğer yandan davacı, kiralayanın kendisinin vekili olarak kira sözleşmesi yaptığını ileri sürmüş ise de sözleşmede bu konuda herhangi bir açıklık ya da ibare bulunmadığından sözleşmenin kiralayan Abdullah … tarafından kendi adına düzenlendiğinin kabulü gerekir. Tapu kaydına göre davacı yeni malik durumunda da değildir. Taşınmaz kendi mülkiyetinde iken bir üçüncü şahıs tarafından kiraya verilmiştir. Bu durumda davacının takip ve dava hakkından söz edilemeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalının, davacının malik olduğunu bildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2012/9893 E. , 2012/11043 K.
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesi için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 2008 tarihinde sözlü kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, daha sonra 1.8.2009 tarihinde yazılı kira sözleşmesi düzenlendiğini,kiracılık devam ederken 5.8.2009 tarihli tahliye taahhütnamesi vererek 3.8.2011 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt ettiğini, taahhüde rağmen kiralananın boşaltılmadığından hakkında icra takibi yapıldığını, davalının tahliye emrine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmamıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 2008 tarihli sözlü kira akdi ve 1.8.2009 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının 2008 başlangıç tarihli sözlü kira akdine göre taşınmazda ikamet ederken 5.8.2009 düzenleme tarihli ve 3.8.2011 tarihinde kiralananı tahliye edeceğine dair tahliye taahhütnamesi verdiği anlaşılmaktadır. 5.8.2009 tarihinde tahliye taahhüdü düzenlendikten yaklaşık bir yıl sonra taraflar bir araya gelerek 1.8.2010 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli yeni şartlarda yazılı kira sözleşmesi düzenlemişlerdir. Tahliye taahhüdünün düzenlendiği tarihten sonra taahhüt edilen tahliye tarihini de kapsayacak şekilde taraflar arasında yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiğinden, 5.8.2009 düzenleme ve 3.8.2011 tahliye tarihli tahliye taahhüdü geçersiz hale gelmiştir.Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2010/2871 E. , 2010/6900 K.
İlk derece mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, tahliye taahhütnamesine dayanılarak yapılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 28.7.2008 düzenleme ve 1.8.2008 tahliye tarihli taahhütnameye dayanarak 14.8.2008 tarihinde başlatmış olduğu icra takibine haksız itirazın iptalini istemiştir. Davalı vekili, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi ile birlikte ve düzenleme tarihi yazılı olmaksızın kiralananı kiralayabilmek için baskı altında verildiğini savunmuş, bu hususta karşı tarafa yemin teklif etmiştir. Davacının teklif edilen yemini ve davalının da mahkemece kendiliğinden yöneltilen yemini eda etmesi üzerine tahliye taahhütnamesindeki tarihin gerçeği yansıtmaması ve tarihin taahhütnameye sonradan eklenmesi kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İcra takibinde dayanılan ve hükme esas alınan 28.7.2008 düzenleme tarihli tahliye taahhütnamesinde “kiracısı bulunduğum” ifadesinden taahhütnamenin kira ilişkisi devam ederken verildiği anlaşılmaktadır. Kiracı tahliye taahhütnamesindeki düzenleme tarihinin sonradan doldurulduğunu, gerçekte kira sözleşmesi ile birlikte verildiğini savunmuş ise de buna itibar edilemez. Boş kağıda imza atan kimsenin bunun sonucuna katlanması gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması bu yönde olduğu gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.1990 gün ve 1990 / 6 Esas 1990 / 628 Karar sayılı kararı ile 1.7.1992 gün ve 357 Esas 422 Karar sayılı kararı ve 17.1.1999 gün ve 1999 / 6-28 / 10 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalı Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinde öngörülen yasal hakkını kullanmayıp taahhütnamenin iptali yönünden bir talepte bulunmadığına göre düzenleme tarihi olmadan imzalanan tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan teklif edilen yemini eda eden davacı, davalıyı tanımadığını, tahliye taahhütnamesinin daha sonra eline geldiğini, ne zaman imzalandığını bilmediğini, tahliye taahhütnamesinin yanında imzalanmadığını, baskı altında imzalatılmasının da söz konusu olmadığını belirtmiştir. Bu yemin davacı aleyhine sonuç doğuramayacağı gibi davalı düzenleme tarihi olmayan taahhütnameyi imzalamakla davacıya istediği şekilde doldurma yetkisini de vermiş sayılır. Mahkemenin davacının yemin eda etmesinden sonra kendiliğinden davalıya da yemin yöneltmesi hukuki sonuç doğurmaz. Başlatılan takipte ve açılan davada bir usulsüzlük bulunmadığına göre geçerli tahliye taahhütnamesi nedeniyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynakça: https://karararama.yargitay.gov.tr/
https://mevzuat.gov.tr/
BENZER MAKALELER: Kira Sözleşmesi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
[…] kabul edilmektedir. Tahliye taahhütnameleriyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilmek için makalemizi […]
[…] tahliye, 350/15-) Esaslı tadilat – yıkım, TBK 350/26-) Yeni malikin ihtiyacı, TBK 3517-) Tahliye taahhüdü, TBK 352/1😎 Bir kira cari yılı içinde iki haklı ihtar, TBK 352/29-) Kiracının başkaca bir evinin […]